Bucaklı Hemşehrimiz Doç. Dr. Ümit Işık, SDÜ İlham Verenler Köşesinde
Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu, Genç Bilim İnsanı Ödülü’nün Sahibi Doç. Dr. Ümit Işık ile yapılan Kariyer Röportajı...
Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu, Genç Bilim İnsanı Ödülü’nün Sahibi Bucaklı Hemşehrimiz Doç. Dr. Ümit Işık ile yapılan Kariyer Röportajı
“Herkesin bir hedefi olmalı. Hayatının sonunda nerede olacağını bilmek istiyorsan, nereye gittiğini bilmek zorundasın.” Eğer nereye gittiğimizi, hayallerimizi, isteklerimizi, arzularımızı, hedeflerimizi biliyorsak o yolda yürüyecek ve o yolun güzelliklerini tadacağız demektir. Doç. Dr. Ümit Işık, aldığı ödülleri ve kariyeri boyunca edindiği tecrübeleri sizlerle paylaşıyor.
İlk olarak kendinizi biraz tanıtır mısınız?
Çocuk ve Ergen Psikiyatristiyim. Konya Meram Tıp Fakültesinde lisans eğitimimi tamamladım ve yine aynı üniversitede Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları uzmanlık eğitimimi aldım. Sonrasında Yozgat Şehir Hastanesinde mecburi hizmet görevimi tamamladım. Toplamda 41 araştırma makalem, 10 kitap bölümüm, 2 kitap editörlüğüm bulunmakta olup, ayrıca Journal of Pediatric Neurology ve Türkiye Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisinin de editörlerindenim. Çocuk ve Ergen Psikiyatristlerinin meslek derneği olan Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneğinin yönetim kurulu üyesiyim. Web of Science’ta 223, Google akademikte 413 atıfım var. Nörogelişimsel bozukluklarla ilgilenmeyi seviyorum. Otizm spektrum bozukluğu, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, özgül öğrenme bozukluğu ve zihinsel yetersizlik daha çok ilgilendiğim alanlar olarak sayılabilir.
Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu Genç Bilim İnsanı ödülüne layık görüldünüz. Bu ödülün sizin için anlamı ne oldu?
Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu Genç Bilim İnsanı ödülünü akademik yaşantımdaki her türlü unvan ve belgeden üstün tuttuğum ve çok kıymet verdiğim ödül diye tanımlayabilirim. Engin bilgisi, deneyimi, bilgeliğinin yanı sıra sevecen kişiliği ve güler yüzlülüğü ile Türkiye’de bebek, çocuk ve genç psikiyatrisinin en önemli ismi Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu profesyonel kariyerim boyunca her zaman rol modelim oldu. Bu sebeple Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu’nun ismini taşıyan; Genç Bilim İnsanı Ödülü’ne sahip olmak, gerçekleşmesini istediğim en güzel hayallerimin başındaydı. Bu ödüle sahip olmanın, hayallerimi gerçekleştirmenin onurunu ve kıvancını yaşadım.
Bu ödülü hangi çalışmalarınız sayesinde elde ettiniz? Ayrıca ödül hakkında kısaca bilgi verir misiniz?Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu Genç Bilim İnsanı Ödülü ülkemizde çocuk ve ergen ruh sağlığı alanında yaptığı çalışmalarla bilime ulusal ve uluslararası düzeyde önemli katkıda bulunabilecek niteliklere sahip olduğunu kanıtlamış çocuk ve ergen ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanları ya da genç öğretim üyeleri arasından seçilen bir kişiye verilmektedir. Bu ödülü asistanlık dönemimde yaptığım çalışmalar ve ödülün verildiği zamana kadar yapmış olduğum bilimsel ve toplumsal katkılar sayesinde aldım.
Araştırma görevlisi olduğum dönemde Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatrisi Derneğimizin gerçekleştirmiş olduğu kongrelere katıldım ve bu kongrelerde aktif görev aldım. 2013 – 2014 yılları arasında derneğimizin Asistan Komisyonu Başkanlığını yapma mutluluğunu yaşamak kısmet oldu. Bu dönemde hocalarımızla iletişime geçerek asistan eğitimi için organizasyonların yapılmasına aracı oldum. Akademik çalışmalar için de çok sayıda araştırma projesi içerisinde yer alma fırsatı buldum. Uluslararası hakemli dergilerde ve ulusal hakemli dergilerde çok sayıda makalem yayımlandı. Gerçekleştirdiğimiz araştırmalarla çalışma arkadaşlarımla birlikte 2016 yılında “Prof. Dr. Mualla Öztürk Çocuk Ruh Sağlığı Ödülü” ve 2020 yılında 5. Psikiyatri Zirvesi ve 12. Anksiyete Kongresinde “Genç Araştırmacı Özel Ödülü 1.liği”ni aldık. Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu Genç Bilim İnsanı ödülünden sonra da “Sağlık Bilimleri Kategorisi 35 Yaş Altı Statüde En Yüksek Atıf Ödülü” ve Prof. Dr. Selahattin Şenol 6. Bahar Okulunda Proje Yarışması 1.lik ödülüne layık görüldük.
Kariyerim boyunca bir taraftan mesleki ve bilimsel çalışmalarımı teorik bakımdan sürdürürken diğer taraftan yapılan akademik çalışmaların ve sonuçlarının insanlığa hizmet etmesi amacıyla pratik, saha çalışması gerektiren uygulamaları hayata geçirmek için çaba harcamaya devam ettim. Bu çerçevede özellikle otizm konusunda sürdürülebilir toplumsal farkındalık oluşturmak için valilik, milli eğitim müdürlüğü, üniversite, rehberlik araştırma merkezi gibi kurumları; dernek, vakıf ve sivil toplum kuruluşlarıyla bir araya getirerek sosyal sorumluluk projelerine katılarak bu çalışmalara öncülük etmekten büyük bir mutluluk duyuyorum. Otizm Farkındalığı Hatıra Ormanı, Otizm Farkındalık yürüyüşü, otizm tanılı çocuklara dalış eğitimi, öğretmen eğitimleri, sempozyumlar, televizyon ve radyo programları, otizm konulu video müzik klip çekimi (Hastalık Değil, Farklılık) gibi etkinlikler şimdiye kadar yapabildiğim çalışmaların bir kısmı olup; yine otizm ile ilgili milli eğitim müdürlüğü ile ortak multidisipliner çevrimiçi Isparta Otizm Kongresinin düzenlenmesinde rol alarak kongre başkanlığı yaptım. Ayrıca 2022 yılında “31. Ulusal Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Kongresi”nin başkan yardımcılığını, “6. Uluslararası Katılımlı Ulusal Disiplinlerarası Erken Çocuklukta Müdahale Kongresi”nin kongre eş-başkanlığını, “Prof. Dr. Selahattin Şenol 6. Bahar Okulu”nun da kongre eş-başkanlığını gerçekleştirme fırsatı buldum. 2023 yılında da “32. Ulusal Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Kongresi”nin kongre genel sekreterliğini ve “7. Uluslararası Katılımlı Ulusal Disiplinlerarası Erken Çocuklukta Müdahale Kongresi”nin kongre eş-başkanlığını yürüteceğim.
Akademisyenlik hayali sizde nasıl gelişti ve bu süreçte zorluklar yaşadınız mı, ikilemlerde kaldınız mı?Akademisyenlik hayalim tıp fakültesinde öğrenci olduğum günlerden beri hep aklımdaydı. Ancak asıl şekillenmesi çocuk ve ergen psikiyatri asistanlığımda başladı. Bilimsel araştırmalarda aldığım haz, makalelerimin yayımlanması sonrası duyduğum mutluluk ile akademisyenlik hayallerim perçinleşti. Sonrasında da hep akademisyen ve ayrıca iyi bir klinisyen olabilmek için çalıştım. Bu süreçte çok sayıda zorluklar yaşadım. Hiçbir zaman ikilemde kalmadım, her ne kadar zorluk yaşarsam yaşayayım bir yerlerde akademisyen olacağıma inanıyordum. Zorluk yaşasam da hayallerimi bırakmadan devam ettim ve sonunda 2018 yılında ilham veren Süleyman Demirel Üniversitemizde doktor öğretim üyesi olarak göreve başladım. 2020 yılında da doçentlik unvanını aldım.
Yaşadığınız zorluklar karşısında sizi motive eden etkenler nelerdi?Akademisyenlikte kadro bulabilmek zor olabiliyor. En çok zorlandığım kısımlardan biri buydu. Ancak yapmış olduğum çalışmalar, gerçekleştirmiş olduğum bilimsel araştırmalar her zaman beni motive etti. Eninde sonunda bir yerlerde akademisyen olacağıma inanıyordum. Bu inancımı her zaman korudum. Benim için en güzel mutluluk bir Burdur Bucaklı olarak kendi memleketime yakın bir yerde, ilham veren üniversitede akademisyenlik yapmak oldu.
Şu anki mevcut çalışmalarınız ve hedefleriniz nelerdir?Şu anda yine nörogelişimsel bozukluklarla ilgili çalışmalar yürütüyorum. Özellikle de otizm spektrum bozukluğunu daha iyi anlayabilmek için araştırmalar yapıyorum. Otizm spektrum bozukluğu ile ilgili bilgilerimizin halen çok sınırlı olduğunu düşünüyorum. Bu alanda yapacağımız çalışmalarla otizmin nedeni ile ilgili tespitler yapmayı, otizmin önlenebilmesi, erken tanısının kolaylaştırılması ve sonrasında da tedavi ise ilgili çalışmalar yapmayı istiyor ve bu alanda araştırmalar yapmayı sürdürüyorum. Otizm spektrum bozukluğunun yanı sıra dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ile ilgili de çalışmalar yapmaya devam ediyorum. Hedeflerimiz büyük, yolumuz uzun. Bilimsel çalışmaların bir bayrak yarışı olduğuna inanıyor ve biliyoruz. Buralarda çaktığımız bir kıvılcımın bir yerlerde ateşe dönüşeceğine ve sonrasında insanlığın yararına kullanılacağına eminim.
Son olarak; mevcut öğrencilerimiz, mezunlarımız ve aday öğrencilerimize ne önerirsiniz? Başarıya ulaşmak için nasıl bir yol izlemelerini tavsiye edersiniz?Paul Arden’in de dediği gibi “Herkesin bir hedefi olmalı. Hayatının sonunda nerede olacağını bilmek istiyorsan, nereye gittiğini bilmek zorundasın.”Eğer nereye gittiğimizi, hayallerimizi, isteklerimizi, arzularımızı, hedeflerimizi biliyorsak o yolda yürüyecek ve o yolun güzelliklerini tadacağız demektir. Başarıya ulaşmak için asla pes etmemek gerekir. Hiçbir şeyden asla vazgeçmemek gerekir; çünkü biliyoruz ki vazgeçenler yalnızca kaybedenlerdir. Başarı için öncelikle hedefin ve amacın olması gerekiyor. Bu sayede insan motivasyonunu koruyor. Bu amaç ve hedef doğrultusunda dengeli bir yaşam ile hayata devam etmek, ilgi duyduğu alandaki çalışma tekniğini ve taktiğini oturtmak ve sonrasında da başarı ile ilgili inancı korumak gerekiyor. Zorlandığımız zamanlar olacaktır elbette, ancak yağmurlu günlerden sonra güneşli günlerin geleceğini unutmamak gerekir.