Burdur Ticaret Borsası Başkanı Ömer Faruk Gündüzalp, Burdur Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği 14. Olağan Genel Kurulunda konuştu.
Deprem Bölgelerinde üretim gücünün ayakta tutulması gerektiğini vurgulayan Başkan Gündüzalp, “6 Şubat 2023 tarihinden itibaren Türk milleti olarak hepimiz, kelimelerin yetersiz kaldığı, tarifi olmayan üzüntüyle ve acıyla karşılaştık. Deprem ülkesi olduğumuz gerçeğini çok ağır bir bedelle tekrar hatırladık. 10 milyondan fazla insanımızı doğrudan ve derinden etkileyen 2 şiddetli depremin 10 ilde eşi benzeri olmayan bir yıkıma neden oldu. Yaşadığımız yıkım ve can kayıplarımız o kadar büyük ki ‘bu depremden ders çıkarmamız lazım’ sözü yetersiz ve yersiz kalmıştır. ‘Deprem öldürmez mühendislik ve müteahhitlik’ öldürür tespiti acı bir gerçek olarak karşımızda yıllardır durmaktadır. Birçok il’de kaybettiğimiz canlarımız, yerine konulamaz kayıplarımızdır. Bir kez daha depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, aileleri, yakınları ve Türk milletine başsağlığı, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Şimdi birlik, beraberlik ve dayanışma zamanı. Bundan sonraki süreçte yaralarımızı sarmaya odaklanmalıyız.
Şunun altını iyi çizmememiz gerekir. Depremden etkilenen illerin boşaltılmaması, gerek tarım gerekse sanayide ekonomik potansiyeli yüksek olan bölgenin üretim gücünün ayakta tutulması ülkemiz açısından son derece önemlidir. Bölgenin gıda ihtiyacı sadece yapılan gıda yardımları ile çözülemez. Orada yaşayan insanların kendi gıda ihtiyaçlarını ve geçimlerini sağlaması, ülkemizin gıda güvencesi için tarımsal üretimin mutlaka devam ettirilmesi gerekiyor. Depremden zarar gören 10 il afet bölgesi ilan edildi. Bu illerimizde büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiricilerimize bir defaya mahsus olmak üzere hayvan başına yem ve nakdi destek yapılacak. Yem ve nakdi destek konusunda atılan adım olumlu ancak yetersiz. Üreticilerimizin şuanda acil olarak hem yeme hem de desteğe ihtiyacı var. Çünkü hangi üreticinin kaç hayvan başı için destek alacağını belirlemek, icmal listeleri hazırlamak, epey zaman alacak. Depremin yıktığı 10 ilde kırsaldan gelen taleplerin neredeyse tamamı hayvancılıkla ilgili. 2020 yılında başlayan pandemi nedeniyle, fabrikalar ve işyerleri kapandı. Ama tarlaya tohum atmayı durduramayız, ineğin memesini kapatamayız. Sırf hayvanları olduğu için köyünü terk edemeyen üreticilerimiz var. Çadır kentlere gidemeyen çiftçilerimiz var. Yaşayan hayvanlarının beslenmesi için yem ve su istemeleri sırf bundan. Kötüye giden ülke hayvancılık sektörü, yaşadığımız bu depremle bir darbe daha yedi” dedi.
TÜİK tarafından açıklanan Hayvansal Üretim İstatistiklerini işaret eden Başkan Gündüzalp, "verilerin hayvancılık sektöründe yaşanan krizi açıkça ortaya koyduğunu kaydetti. 2022 yılında hayvan varlığının 73 milyon 472 bine düştüğünü açıklayan Başkan Gündüzalp, “TÜİK, 9 Şubat’ta ‘Hayvansal Üretim İstatistiklerini açıkladı. Veriler, hayvancılıkta yaşanan krizi açıkça ortaya koymuş. Büyükbaş, küçükbaş ve kümes hayvan varlığında düşüş var. 2021 yılında 75 milyon 759 bin olan hayvan varlığı 2022’de 73 milyon 472 bine düşmüş. Yani hayvan varlığımız bir yıl da 2 milyon 287 bin baş azaldı. Büyükbaş hayvan sayısı, bir önceki yıla göre yüzde 5,6 azalarak 18 milyon 36 bin baştan, 17 milyon 24 bin başa düşmüş. Sığır varlığımız ise 17 milyon 850 bin baştan, 16 milyon 851 bin başa düştü. Yaklaşık 1 milyon azalma, inek kesimlerinin boyutunu gösteriyor. Küçükbaş hayvan varlığında son bir yılda 1 milyon 25 bin baş azalma var. Keçi varlığımız, 12,3 milyon baştan, 11,5 başa geriledi. 2021 yılında 398 milyon 115 bin adet olan kümes hayvan sayısı, 2022 yılında 31 milyon 531 bin adet düşüşle, 366 milyon 584 bin adet oldu. Kırmızı et fiyatları son bir ayda zirve yaptı. Fiyatlar haftalık 5-10 lira artıyor. Ramazan ve kurban bayramı yaklaşıyor, Turizm sezonu açılacak. Kurbanda kesilecek yeterli hayvan sayısı azalacağı gibi fiyatlar daha da yükselecek. Tütetici, 1 kilo kıyma alırken kara kara düşünüyor” diye konuştu.
Tarımı doğrudan etkileyen kuraklık tehdidi hakkında da konuşan Başkan Gündüzalp, “Bir diğer tehdit de tarımı doğrudan ilgilendiren kuraklık. Ülkemiz, şiddetli kuraklıkla karşı karşıya. İlkbaharda da beklediğimiz yağışları alamazsak, tarımsal üretimin zarar görmesi kaçınılmaz. Buğday/Arpa ekimi yapan çiftçilerimiz, yeterli yağışların olmaması nedeniyle sulama yapmaya başladı. Uzmanlar, yağışlardaki azalmanın devam etmesi durumunda; mısır, şeker pancarı, yem bitkileri ve sebze başta olmak üzere birçok üründe ekim yapılamayacağını belirtiyorlar. Yağışlar olmadığı için barajlarımızdaki su seviyesi düşüyor. Su tüketimine karşı hepimiz duyarlı olmalı, musluklarımızdan akan her damla suyun kıymetini iyi bilmeliyiz. Özetle, tarım ve hayvancılık sektörü uzun zamandan bu yana sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Tarım ve hayvancılıkta uygulanan yanlış politikaların sonucunu hep birlikte görüyoruz. Hem üretecimize hem de tüketicimize daha fazla zarar vermeden acil bir çıkış yolu bulunması gerektiğini tekrar hatırlatıyor, saygı ve sevgilerimi sunuyorum” açıklamasında bulundu.
Hayal Girişim