Bir araya gelebilmemiz için Burdur Gölü’nün daha ne kadar ölmesi gerekiyor?
Burdur’da yaşayan her bireye sorduğumuzda vereceği cevap Burdur Gölü’nün çekilmesinden büyük üzüntü duyduğu ve önlem alınmasını beklediği olacaktır. İşte en önemli tehlike de her Burdurlu’nun ve gönüllülerin “beklemede” olmasıdır. Hepimiz Burdur Gölü için bir şeyler yapılmasını sadece bekliyoruz. “Peki, kim bir şeyler yapacak?” diye sorulduğunda el cevap; yetkililer oluyor.
Aslında yetkililerimizin hepsi bireysel anlamda Burdur Gölü’nün hararetli bir gönüllüsü ve destekçisi. Hepsinin düşüncesi de aynı. Gölün kurumasının önüne geçilmesi; ama ne yazık ki teker teker verilen bu destek birleştirilemiyor, bireysel dalgalar enerji üretecek güce erişemiyor. Siyaseten oluşan gerginlik, Burdur Gölü’nün her an kurumasını hızlandırıyor.
Geriye doğru dönüp bir bakın lütfen; son 5 yılda ilimizin ve şehrimizin herhangi iki kurumunun bir araya gelip Burdur Gölü ile ilgili kamuoyunu heyecanlandıran düzenlediği ya da katkı verdiği elle tutulur gözle görülür bir proje ya da toplu çalışmaya rastladınız mı? Vereceğiniz cevap HAYIR olacak.
Bu istenmeyen durum üzerimize öyle sindi ki; şimdi aynı hareket ve yaklaşım Salda Gölü ve etrafı için yapılması düşünülen projelerde de karşımıza çıkıyor. Hepimizin yaklaşımında bir değişiklik olmaz ise çok da uzak olmayan bir zamanda önce Burdur Gölü’nü, arkasından da Salda Gölü’nü göz göre göre hepten kaybedeceğiz.
Tüm Burdur Gölü destekçilerinden ve bireysel anlamda göle duydukları sevgiden zerre kuşku duymadığımız YETKİLİLERİMİZDEN bizim de beklentilerimiz var;
Artık bireysel desteklerini başlarında bulundukları kurumlara da nüfuz ettirip ortaklaşa yürütülecek projeleri vücuda getirmelerinin zamanı geldi de geçiyor. Herkesin eteğindeki taşları dökerek, “İsteğimiz Sadece Burdur Gölü’nün Yaşaması” anlayışı içinde başka görüş ayrılıklarını ve kişisel gerginlikleri bir kenara bırakıp her ne yapılması gerekiyorsa programlamaları gerekiyor.
Bizim bu çağrımızla beraber bir de eylem planı önerimiz var.
1- Burdur Gölü sadece Mahalli Sulak Alanlar Komisyonu ve bu komisyonda kabul edilen “Burdur Gölü Yönetim Planı” ile kurtarılamaz, kaldı ki kurtarılamıyor zaten. Çünkü teknik ve bilimsel bu plan kamuoyunu hareketlendirmekten oldukça uzak kalıyor. Bu nedenle hiç vakit kaybetmeden Burdur Gölü ile ilgili çalışmalara yön verecek ve kurumların ortak çalışmalarını sağlayacak bir EYLEM KOMİTESİ’NİN kurulması gerekiyor.
2- Eylem komitesinin de ilk planda yapması gereken en kısa sürede Burdur Gölü Çözüm Arama konferansının toplanması olacaktır. Konferans bilimsel bildirilerin sunulmasından çok hangi kurumun göl için ne yapabileceğinin anlaşılması ve hangi görevleri üstlenebileceğinin kamuoyuna paylaşılması açısından başlangıç ivmesini hızlandırıcı etki yaratacaktır.
3- Arama Konferansı sonucunda oluşturulacak “Burdur Gölü Anayasası” ile hem göreve gelen YETKİLİLERİMİZ hem Burdur Kamuoyu hem de Ulusal Kamuoyumuz neyin nasıl yapılacağını ve yapılmasını gerekenin ne olduğunu bilerek hareket edeceklerdir.
4- Gölün ve göl çevresinin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan çalışma ile belirlenen, Burdur Gölü Kıyı Kenar Çizgisi’nin dikkate alınması ile hem kısa vadeli hem de uzun vadeli yol haritasına ihtiyacı olduğu mutlaktır. Kamuoyunun bu yol haritalarını şeffaf bir şekilde izleyebilmesi için sayısal hale dönüştürülmüş hedeflerin ortaya konması gerekmektedir. Eylem komitesinin en önemli görevlerinden biri de, belirlenen bu hedeflerin ne kadarına ulaşıldığının kamuoyu ile paylaşılmasıdır.
5- Burdur Gölü’nün paydaşları sadece şehrimizde yaşayanlar değildir. Göl tüm çevresinde yaşayan canlıların hayatında aynı derece de önemlidir. Bu nedenle sadece kendisi ile aynı adı taşıyan şehrin insanlarının değil etrafındaki küçüklü büyüklü tüm yerleşim yerlerindeki insanlara göl üzerindeki sorumlulukları inandırılmalı ve hayat tarzlarını artık gölün “yaşam hakkına göre” şekillendirmeleri gerektiği gerçeğini kabul etmeleri başarılmalıdır.
İlk başta söylediğimizi tekrarlayarak çağrımızı yenilemek istiyoruz. Yukarıda detaylandırdığımız adımların atılması için bireylerin yada kurumların tek tek birşeyler yapmasından ziyade bir araya gelmeli ve güçlerimizi birleştirerek Burdur Gölü’nün yani Bizim Gölümüzün her gün gözümüzün önünde sessizce ama gözümüzü kanatırcasına yeniden ve yeniden ölmesini önlememiz gerekiyor.
Saygılarımızla
Ekosistemi Koruma ve Burdur Gölü’ne Hayat Verelim Derneği Yönetim Kurulu Adına
Burhan Cahit Karakurt