Deprem sonrasındaki 3 ile 30 gün arasında değişen sürede kişide akut stres reaksiyonları görülebileceğini ifade eden uzmanlar, asabiyet, insan ve cisimlere karşı sözel veya fiziksel öfke patlamaları, uyku bozukluğu, konsantrasyon eksikliği, aşırı tetikte olma ve aşırı irkilme reaksiyonları şeklinde aşırı uyarım belirtilerinin ortaya çıkabileceği uyarısında bulunuyor. Afet sonrasını takip eden üç hafta içinde yardımların hızı ve depremzedelere gösterilen ilginin azalmaya başlayabileceğini, toplumun ve mağdurların başta besledikleri olumlu düşüncelerin azalabileceğini dile getiren uzmanlar, bu süreçte ihtiyaçların karşılanmasının öneminin altını çiziyor. Uzmanlara göre, aksi halde salgın hastalık ve karaborsa gibi problemlerin ortaya çıkmasıyla yeni travmalar yaşanabilir...
Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Mert Akcanbaş, deprem gibi doğal afetlerde ortaya çıkan travmalar ve bu travmalara edilmesi gereken müdahalelere ilişkin değerlendirmede bulundu.
Afetlerde değişik tür kayıpların ortaya çıkabileceğini ifade eden Dr. Mert Akcanbaş, bunların önem sırasına göre maddi kayıplar, duygusal kayıplar, organ kayıpları ve kalıcı iz taşıyanlar, manevi, inançsal ve ahlaki kayıplar olarak sıralanabileceğini söyledi.
Bunlardan en az etkileyenin maddi kayıplar olurken insanlarda en büyük hasarı manevi, inançsal ve ahlaki kayıpların oluşturduğunu kaydeden Dr. Mert Akcanbaş, "Mağdurun neler hissettiği hakkında öngörüde bulunulmamalıdır. Her mağdurun psikolojik olarak hastalanacağı düşünülmemeli, gösterdiği reaksiyonlara patolojik olarak yaklaşılmamalıdır. Mağdurlara öğretmen gibi davranılmamalı, onların hataları ve yanlışları ortaya koyulmaya çalışılmamalıdır. Olayın tüm detaylarını hemen öğrenmek için mağdur zorlanmamalıdır. Bilinmeyen konularda mağdurun sorularına spekülatif yanıt verilmemesi gerekir." dedi.
Deprem sonrasındaki 3 ile 30 gün arasında değişen sürede kişide akut stres reaksiyonları görülebileceğini ifade eden Dr. Mert Akcanbaş, bu süreçte görülebilecek bazı belirtilerin kişide akut stres bozukluğu olduğunun göstergesi olabileceğini söyledi. Dr. Mert Akcanbaş, bu belirtileri şöyle sıraladı:
- Travmatik olayın stres yaratan kısmını sürekli ve istem dışı hatırlamak.
- Travmatik olay veya olay anında yaşanan duyguların tekrar yaşandığı rüyalar.
- Mağdurun travmatik olay yeniden oluyormuşçasına davranması ve hissetmesi olarak tanımlanan reaksiyonlar (flashback).
- Travmatik olayı sembolize eden veya bir kısmını hatırlatan iç ve dış tetikleyiciler karşısında psikolojik stres hissetmek veya fizyolojik tepki vermek.
- Olumlu duygu yaşayamama hali.
- Kişinin kendisi veya çevresinin gerçeği hakkında farklı algılar (Kendisini başkalarının gözünden görmek, bulanık görüntü, zamanın yavaşlaması hissi).
- Travmatik olayın önemli bir kısmını hatırlayamamak.
- Travma hakkında olan veya onunla bağlantılı anı, duygu ve düşüncelerden kaçınmak.
- Travma hakkında olan veya onunla bağlantılı olarak stres yaratan anı, düşünce veya duyguları tetikleyen dış faktörlerden kaçınma.
Öfke patlamaları ve uyku bozukluğuna dikkat!
Dr. Mert Akcanbaş, aşırı uyarım belirtilerinin de "Asabiyet, (provokasyon yokluğunda) insan ve cisimlere karşı sözel veya fiziksel öfke patlamaları, uyku bozukluğu, konsantrasyon eksikliği, aşırı tetikte olma ve aşırı irkilme reaksiyonları olduğunu söyledi.
Depremden hemen sonra ortaya çıkan ihtiyaçlara da değinen Akcanbaş, "Bu öncelikli ihtiyaçlar, fiziksel güvenliğin sağlanması, barınma, gıda, ısınma ve temizlik ihtiyaçları, gereken kişilere gözlük, baston, tekerlekli iskemle, düzenli kullanılması gereken ilaçlar ve veya diyaliz gibi tıbbi destekler, çocuklar için oynayacakları güvenli bir alan ve yakınlarıyla ayrı düşmüş kişilerin bir an önce birbirlerine kavuşturulmalarının sağlanmasıdır." dedi.
Depremleri takip eden üç hafta içinde yardımların hızı ve depremzedelere gösterilen ilginin azalmaya başlayabileceğini, toplumun ve mağdurların başta besledikleri olumlu düşüncelerin azalabileceğini dile getiren Dr. Mert Akcanbaş, "Barınma ve geçinme sorunları artar. Bu 'hayal kırıklığı' evresinde kişilerin en kısa sürede güvenilir barınma olanaklarına kavuşturulmaları, gıda, ısınma ve hijyen ihtiyaçlarının giderilmeleri gerekir. Aksi halde salgın hastalık ve karaborsa gibi problemler ortaya çıkarak yeni travmalar yaşanabilecektir." uyarısında bulundu.