HOŞ SEFA GELDİNİZ
YENİ İDARECİLERİMİZ
Teşbihte hata olmasın ama genelde biz Burdur’lular, özelde de biz gazeteciler istasyona döndük, daire amirleri ise trene… Ama, devlet çarkı böyle işliyor veya Ülkemizin millî, İlimizin de âlî menfaatleri ya da yerel şartları bunu gerektiriyor olmalı ki, biz sık sık kurum ya da kuruluş âmiri değiştiriyoruz! O nedenle, ben daha yazımın başında ‘herkes her yere âmir ya da memur yapılmamalı, yapılandarda makamının, mevkiinin hakkını vermeli… Dolayısıyla da İlimiz de sık sık kurum ya da kuruluş âmiri, memuru değiştirilmemeli!’ diyorum…
Bu cümleden hareketle ve sürekli okurlarımın bilecekleri gibi, Yaz Kararnâmesiyle bazı İlçelerimizin Kaymakamları ile İlimizin Cumhuriyet Başsavcısı değişmiş ve ben yeni Başsavcımızla alâkalı nâçiz intibamı geçtiğimiz Cumartesi günkü köşemde ve kısaca siz sevgili okurlarıma paylaşmıştım…
Bugün de yeni değişen iki idarecimizle alâkalı nâçiz görüş ve düşüncelerimi siz sevgili okurlarımla paylaşmak istiyorum:
Şöyleki; İlimiz Emniyet Müdürülüğü hiç vekâleten yürütülmediği, hattâ eski Müdürün yeni Müdüre görevini bizzat devrederek, halef selef olarak ve devir teslim töreni yaparak gittiği için Burdur’un Emniyet Teşkilâtında herhangi bir zafiyet veya boşluk söz konusu olmadı… Olduysa bile dışarıya sızmadı. Ancak, her ne kadar devlette devamlılık esas olsa da İl Müftülüğü gibi bir makamın 5 aya yakın bir süre vekâletle yürütülmesi, daha da önemlisi, biri ramazan, diğeride kurban bayramı olmak üzere İlimizin iki bayramı müftüsüz geçirmesi hem teşkilâtta, hem de cami cemaati arasında bir boşluğa veya hoşnutsuzluğa neden oluyordu…
O nedenle, bendeniz 40 yıllık bir gazeteci, 57 yıllık ta bir Burdur’lu vatandaş olarak yeni Müftümüze de, Emniyet Müdürümüze de ‘hoş geldiniz, sefa geldiniz… Hoş sefa da bulursunuz inşaAllah’ diyor, kendilerine ilimizin sosyal yapısı hakkında kısa bir bilgi aktarmak istiyorum:
HERKES BAKAR GEZETECİ GÖRÜR!
Yeni İl Müftümüz Enver Türkmen de, İl Emniyet Müdürümüz Ümit Bitirik’de İlimizin genel, hattâ özel yapısı veya dokusu hakkında her türlü bilgiyi ya almışlardır ya da alacaklardır… Ancak, ben yine de, her şeye rağmen, ‘herkes bakar gazeteci görür’, artı ‘tecrübe konuşur’ diyeceğim ve biri İlimizin dînî, digeri de yine İlimizin en yüksek emniyet âmiri olmak üzere iki yöneticimize İlimiz hakkında şu bilgiyi vereceğim:
Bilenlerin mâlûmu olduğu üzere İlimizin insan yapısı mütecânis, insanlarının geneli inançlı-imânlı, ılımlı ve ağırbaşlı, dînine-diyânetine bağlı olduğu gibi, gayrimüslimi ya da değişik din veya mezheplere mensup cemaati de oldukca az! Ayrıca, asayişi berkêmal ve dahada önemlisi insanların tamamı terörün her türlüsüne karşı, insan, devlet-millet dostu ve terör-terörist düşmanı…
Bu kadar mukaddimeden ve ön bilgiden sonra şimdi de sadede geliyor ve sözü geçtiğimiz Pazar günü, “Câmiler ve Din Görevlileri Haftası” dolayısıyla ve Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’nin Şehir Merkezi’ndeki Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen “Burdur Müftülüğü Hafızlık Merâsimi”ne getirmek istiyorum:
CÂMİLER ve DİN GÖREVLİLERİ HAFTASI İLE
İL MÜFTÜLÜĞÜ’NÜN ‘HÂFIZLIK MERÂSİMİ’
Ve BU MERÂSİMDEN ALABİLDİĞİM NOTLAR
Öğle namazının hemen ardından ve merâsimin başlamasına 15-20 dakika gibi bir süre varken, dünürüm ve birkaç arkadaşla birlikte vardığmız MAKÜ Konferans Salonu’nu doldurup taşıran insanların ve genelde bayanların, özelde de hafız çocukların yakınlarının rahat edebilmeleri için bizler içeriye girmedik ve Salon dışında bekledik… Dolayısıyla da böylesi bir merâsimin mânevî havasından istifade edemedik… Ve kendi aramız da keşke böyle iyi-güzel ve büyük bir merâsim daha geniş ve açılmaya, dolayısıyla da görülmeye, en azından dinlenebilmeye müsait olan bir salon da; meselâ Hüsnü Bayar Spor Salonu’nda yapılsaydı, dolayısıyla da bu atmosferden daha çok kişi nasibini alabilmiş olsaydı…’ dedik durduk. Ve mâdem bu Salon uygun görülmüş, bari Üniversete yetkilileri ya da solon sorumluları veya Müftülüğün teknik personeli salon dışına bir kapalı devre video sistemi kurarak dışarıda kalan vatanaşlara da o güzelim tabloyu izlettirebilse idi… O da olmazsa Salondaki konuşmaları ve taa.. Ankara’lardan gelen birbirinen güzel sesli ve makamlı hocaların tilâvet ettikleri-okudukları güzelim Kur’an-ı Kerimleri dinleyebilselerdi…’ dedik durduk. Amma ve lâkin, nâfile konuştuk… Çünkü, bunlar önceden düşünülmeli ve planlanmalı idi!
Uzun lâfın kısası, meselenin hülâsâsı; yılda bir hafta, hattâ bazılarımız için yılda bir gün gelen “Câmiler ve Din Görevlileri Haftası” gibi güzelim bir haftanın kutlamasını gerçekleştirdik. O nedenle, ben ‘Cenab-ı Hakk cümlemizi gelecek yılki kutlamalara sağ salim ulaştırsın ve bizleri daha iyi-güzel oranizasyonlar da buluştursun inşaAllah’ diyor, herkese saygılar sunuyorum.
BAŞARILI BİR TAKIMIN PEK ÇOK ELLERİ
VARDIR… AMA TEK BİR BEYNİ VARDIR
Bili Bethell
ORGANİZASYONDA ULAŞILMAK İSTENEN,
GELECEK İÇİN TÜM ÇALIŞANLAR ARASINDA
PAYLAŞILAN BİR VİZYON OLMALADIR
Peter Senge